Merhaba,
İkinci yazımda, sizlerle, ‘ama/fakat’ bağlacının iletişimimizdeki olası zayıflatıcı etkilerinden ve yapacağımız küçük dokunuşlarla bu durumu nasıl kolaylıkla tersine çevirebileceğimizden bahsetmek istiyorum.
‘Ama’, cümleleri, biçimsel olarak birbirine bağlarken, bir yandan da onlarda karşıtlık, karşılaştırma, uyarı, sebep bildirme gibi anlam farklılıkları yaratır.
Günlük hayatımda ve danışanlarımla paylaşımlarımda, ‘ama’nın cümlelerimizdeki yaygın kullanım şeklinin, olaylara bakış açımızı, dolayısıyla iletişimimizi olumsuz etkileyebildiğini görüyorum. Bu durum, her zaman olmasa da sıklıkla, karşımızdaki kişinin mesajımızı almakta ‘isteksiz’ ve ‘savunmacı’ olmasına da neden olur.
Bu durumu iki şekilde geliştirebiliriz:
i. ’ama’nın yerine başka bağlaçlar kullanabilir ya da
ii. olumlu ifadeyi ’ama’dan sonraya taşıyabiliriz.
Üstelik bu alıştırmalar (seçtiğimiz kelimeleri ya da ifadelerin cümle içindeki yerlerini bilinçli bir şekilde değiştirmek) bize, duruma farklı bir pencereden bakabilme becerisini de beraberinde getirir.
Şimdi gelin bu iki değişik ve basit yöntem ile iletişimimizde nasıl bir farklılık yaratabileceğimizi görelim…
i. Başka bağlaçlarımız da var: ’Ama’nın yerine başka bağlaçları kullanmak…
Şimdi, aşağıdaki örneklere ve bu cümlelerin size söylendiği bir senaryoda, sizde bırakabilecekleri etkilere bakalım…
‘Hazırladığın sunuşu çok beğendim ama bir kaç değişiklik yapmanı rica ediyorum’
‘Sana katılıyorum, fakat bu noktayı da göz önüne almalısın diye düşünüyorum’
‘Evet, yarın erken çıkabilirsin, ama çıkmadan önce istediğim raporu tamamladığından emin olmanı istiyorum’
‘Bakış açını anlıyorum fakat lütfen başka fikirler de paylaşmama izin ver’
‘Seni anlıyorum ama bence burada maliyetler daha önemli’
Ne hissettiniz?
Bu cümlelerde bütün dikkat, ‘ama/fakat’tan sonraki kısımlara kayıyor. Bu tip cümlelerle karşımızdaki kişi kendini kötü hissedebileceği gibi, konuşmamıza böyle başlayarak onun kendini savunmaya geçmesine neden olabiliriz. Dinleyen, kendisini suçlanmış, fikrinin göz ardı edildiğini hissederek, ya içine kapanabilir ya da aslında neler yaşadığını bilmediğimizi, onu anlamadığımızı, konu ile ilgili tüm hazırlıklarının boşa gittiğini düşünebilir. Böyle bir durumda vereceğimiz hiçbir fikir, öneri, ya da durumu kurtarmak için söyleyeceğimiz hiçbir cümle, karşıya ulaşmayacaktır.
Şimdi, yalnızca ’ama’ların yerine farklı bağlaçlar kullandığımızda mesajımızın nasıl değişebileceğine bakalım:
‘Hazırladığın sunuşu çok beğendim ve bir kaç değişiklik yapmanı rica ediyorum’
‘Sana katılıyorum ve / katılmakla birlikte bu noktayı da göz önüne almalısın diye düşünüyorum’
‘Evet, yarın erken çıkabilirsin ve / bununla birlikte çıkmadan önce istediğim raporu tamamladığından emin olmanı istiyorum’
‘Bakış açını anlamakla birlikte lütfen başka fikirler de paylaşmama izin ver’
‘Seni anlıyorum ve burada maliyetlerin de çok önemli olduğunu belirtmek istiyorum’
Kullanması çok basit bir yöntem değil mi? Üstelik karşımızdakine onama, katılma mesajimizi da iletmiş oluyoruz. Bu ifade şekli ile karşımızdaki kişinin, bu cümleleri ya da geribildirimleri açık bir düşünce ile kabul etmesi daha muhtemeldir. Hem kendisini kötü hissetmeden bizi dinlemeye devam etmesine hem de bundan sonra kuracağımız cümleleri de savunmaya geçmeden algılayabilmesine imkan verir. Biz de böylece onu gerçekten anladığımızı, fikrini önemli ve değerli bulduğumuzu göstermiş oluruz. Bununla birlikte yeni fikirleri, önerileri paylaşacağımız bir ortam da yaratmış oluruz.
ii. Küçük bir yer değiştirme, büyük bir etki: Olumlu ifadeyi “ama’dan sonraya taşımak”
‘Ama’ cümlelerinin negatif etkisini, ‘ama’ kelimesinin içinde geçtiği iki ifadenin yerini değiştirerek de ortadan kaldırabilir, hatta motivasyonumuzu arttırıcı bir araç olarak kullanabiliriz.
Şu örneğe birlikte bakalım…
‘Bunu yapmaya çalışırım, ama zor olacak’
‘Ders çalışmam gerekiyor, ama çok yorgunum’
Örneklerden de anlaşılacağı üzere, burada kişi, yapması gerekenin farkında olmakla birlikte, ‘ama’ ile devam ettiği ifadelerde yapmaya çalışacağının zor olduğunu ve çok yorgun olduğunu dile getirerek muhtemelen aksiyona geçmekte zorlanacak ya da aksiyona hiç geçmeyecektir.
Yapacağımız basit bir değişikliğin anlamda nasıl fark yaratacağına bakalım…
‘Zor olacak, ama yapmaya çalışırım’
‘Çok yorgunum, ama ders çalışmam gerekiyor’
Sadece ‘ama’nın öncesi ve sonrasındaki ifadelerin yerini değiştirerek cümlenin sizde yarattığı pozitif etkiyi görebiliyor musunuz?
Burada kişi, karşılaşacağı zorluğu ve içinde bulunduğu durumu ifade etmekle birlikte, yapması gerekenin farkındalığı içinde aksiyona geçeceğini göstermektedir.
Özetlemem gerekirse, özenle kullanacağımız dil, duygu ve düşüncelerimizi pozitif etkileyerek bizi harekete geçirir. Düşüncelerimizi dile getirirken bizi sınırlamadan kendimizi doğru bir şekilde ifade etmemizi sağlar. Anlayabilmemize ve anlaşabilmemize yardımcı olur.
Bu basit iki yöntem ile ne kadar büyük etkiler yaratabileceğinizi deneyimleyip, kendinizi daha iyi hissedeceğiniz keyifli günler dilerim…