‘Neden hedef koyma ihtiyacı duyarız?’
‘Hedeflerimize ulaşmada bizi tetikleyen, cesaretimiz kırıldığında bırakmamamızı sağlayan itici güç nedir?’
‘Hedeflerimize ulaşmanın bizim için önemi nedir?’
‘Hangi durumlarda hedefimize ulaşmış olmak bizi memnun etmeyebilir?’
Bu sorulara cevap vermeye çalışırken, hedeflerinize ulaşma çabanızın altında yatan nedenleri anlamak ister misiniz?
Hedeflerimiz, amaç ve isteklerimiz doğrultusunda şekillenir. Hedef belirlemek ve ne istediğimizi bilmek hedefimize ulaşmanın ilk basamaklarıdır. Hedef, aynı zamanda güçlü bir motivasyon aracıdır; verdiği enerji ile bizi harekete geçirir. Hedefler yönümüzü belirler.
Tabii ki hedefler, bize özel olursa güçlü olur. Peki bu ne ifade ediyor? Hedeflerin kişiye özel olması, değerlerimiz’i yansıtıyor olmasından kaynaklanır. ‘Değerlerimiz’… Kendimizi daha iyi tanımamıza yardımcı olan, tüm yaşam alanlarımızda neyin daha vazgeçilmez olduğunu fark etmemizi sağlayan, neyin gerçekten çok önemli ya da önemsiz olduğunu keşfetmemize ışık tutan, seçimlerimizi kolaylaştıran en büyük güç.. Adalet, başarı, şefkat, huzur, saygı, etik olmak, dürüstlük, güven, yaratıcılık, vb,.. (Detayı için bir önceki ‘Değerlerimizin Farkında mıyız?’ başlıklı yazıma ulaşabilirsiniz).. Tüm hedeflerimizi ‘değerlerimiz’ üretir.. Ulaşmak istediğimiz her bir şey, yaşamak istediğimiz bir değerin ifadesidir. Hedeflerimize ulaşma yolculuğumuzda motivasyonumuzu sürdürülebilir kılan ‘değerlerimiz’dir. Bununla birlikte, bu yolculuğumuzda birçok engel ya da tuzak ile karşılaşabiliriz. En büyük tuzak da yolculuğumuzun sonundaki varış noktasına odaklanarak, belki de aceleciliğimizle, hedefimizi üreten değerlerimizi ihmal ya da göz ardı etmemizdir. Böyle bir durumda, baştaki sorularımda ifade ettiğim gibi, hedefimize ulaşmış olabilir, ancak hem yolculuğumuzun kendisinden hem de sonuçtan memnun olmayabilir ve kendimizi iyi hissetmeyebiliriz.
Şu örneğe bakalım.. Ailesini çok seven, ailesi ile birlikte olmaktan çok mutlu olan bir ebeveyn, ailesine çok iyi yaşam koşulları sağlamak istiyor. Görünürdeki hedefinin arkasındaki öz değeri, ailesine duyduğu sevgi.. Ailesi için arzu ettiği yaşama ulaşmak için çok çalışır.. Hep işinde ve bitmeyen, uzayan toplantılar nedeni ile evine ve ailesine çok az zaman ayırır.. Bu ebeveyn, bir süre sonra çocukları için bir yabancı haline gelebilir.. Aynı zamanda kendisi de öz değerini yaşayamadığı için (ailesine duyduğu sevgi) mutsuz olabilir, bununla birlikte yapmakta olduğu şeyi ailesi için yaptığından dolayı kendini haklı bulur.. Bir süre sonra, ‘ailesine hayalini kurduğu yaşam koşullarını sunma’ hedefine ulaşmış olabilir.. Ancak, belki de telafi edemeyeceği şekilde, ailesi ile olan ilişkisi zarar görmüş olabilir..
Çoğumuzun şahit olduğu bu örnekte olduğu gibi, hedefimize giden yolculuğumuzda ‘değerlerimiz’i yaşayamamak ya da göz ardı etmek, hedeflerimize tatminkar bir şekilde ulaşmamızı engelleyecektir..
Peki hedefimizi üretmekte olan değerimizi nasıl belirleyeceğiz?
Öz değerimize ulaşana kadar şöyle ilerleyebiliriz:
Bu ‘aynı’ soruyu tekrarlayarak öz değerimize ulaştığımızda, ’hedefime ulaşma yolculuğum sırasında, bu değerimi yaşıyor olduğumdan nasıl emin olacağım?’ sorusu ile kendimizi bu değerden sorumlu tutar ve bu değeri yaşamanın mümkün olduğunu kabul ederek yolculuğumuza başlayabiliriz..
Özetle, hedeflerimiz bizi biz yapan değerlerimizle örtüşmeli, değerlerimizi aksiyonlarımıza taşımalıyız.. Unutmayalım ki ‘hedeflerimizi güçlendiren ve hedefe ulaşma yolculuğumuzu keyifli kılan değerlerimizdir’…