Her sabah uyandığımızda güne bir niyet ile başlamak!…
Örneğin;
`Bugün, kuracağım tüm iletişimlerde, karşımdakini, tüm dikkatimi vererek dinleyeceğim!`
`Bugün, her saat başı dikkatimi 3 kez alıp verdiğim nefesime odaklayacağım!` `Bugün, iş arkadaşlarıma bolca teşekkür edeceğim!`
`Bugün, iş arkadaşlarımın beden dillerine dikkatimi vererek duygu durumlarını anlamaya çalışacağım!`
`Bugün her öğün yemeğe oturduğumda, sahip olduğum bir şeyi farkedip, onun varlığına şükran duyacağım!`
Güne bu şekilde size özel belirleyeceğiniz niyetlerle başlamak, kendinizi nasıl hissettirir?
Ben, benzer niyetlerle güne başladığımda, kendimi iyi hissettiğimi söyleyebilirim. Sadece iyi hissetmek de değil!… Niyetlerimin, aynı zamanda beni harekete geçirdiğini de!… Güne bir niyetle başlamak, bunu sesli bir şekilde ifade etmek ve gün içinde bu niyetimi anımsamak, sürekli kovalamaca oynayan düşüncelerimin, bazen alçalan bazen kabaran duygularımın altında ezilmeden, oradan oraya savrulmadan, günümü daha farkında yaşamamı sağlıyor.
Yukarıdaki ilk örnekteki gibi,`bugün, kuracağım tüm iletişimlerde, karşımdakini, tüm dikkatimi vererek dinleyeceğim!`şeklinde bir niyet ile güne başladığınızı varsayalım… Her toplantınız ya da ikili görüşmeleriniz, sohbetleriniz öncesinde bu niyetinizi kendinize hatırlatıyorsunuz… Bazı günler, özellikle de çok yorgun hissettiğiniz anlar, kendinizi, ekip arkadaşınızın, eşinizin ya da çocuğunuzun konuşmalarını dinlemiyorken yakalayabilirsiniz. Ya da paylaştıkları konuya dair vereceğiniz cevapları düşünürken… Kendinizi böyle bir durumda yakaladığınız her an, niyetinizi hatırlamak, tekrar dikkatinizi vermenizi, varlığınızı varlığına adarmışçasına odaklanarak dinlemenizi sağlayacaktır.
Sizce böyle bir niyet, o günkü iletişiminizi, dolayısı ile ilişkilerinizi daha farkında olarak yaşamınıza hizmet etmez mi?
Gün boyu kendinize hatırlatacağınız içten dinleme niyetiniz ile karşınızdaki kişiye ulaşabilir, paylaşımlarına anlaşılmış hissi ile devam edebilecekleri karşılıklı keyif alacağınız bir ortam yaratabilirsiniz… Ne dersiniz?
Aslında, günlük hayatımızdaki her bir davranışımız, bazen farkında olmadığımız, bir çok niyet barındırıyor arkasında… Bu niyetlerimizin farkına vararak hareket etmek ya da her aksiyona geçmezden önce niyetimizi kendimize hatırlatmak çok değerli. Bunu yapmadığımızda, `ne oldu ki şimdi, benim kötü bir niyetim yoktu!` ifadesi ile dile getirdiğimiz olumsuz, gergin, kendimizi kötü hissettiğimiz iletişim problemleri yaşayabiliyoruz. Böyle bir iletişim ile devam eden her ilişki de, kanımca, samimiyetten, birbirimizi anlama çabasından uzak, zihnimizde arka planda gizli ajandalar oluşturduğumuz bir tutum benimsememize sebep oluyor. … ve biz bunu yaşamamak adına, mümkünse söz konusu kişi ile iletişimden kaçınabiliyoruz. Bunu en çok da çalışanlarına geri bildirim vermekte zorlanan yönetici davranışı olarak gözlemliyorum. Hiç unutmuyorum, yaklaşık üç yıl önceydi. Koçluk alan bir yönetici, çok değer verdiği bir ekip arkadaşının son zamanlarda düşen performansı ile ilgili onunla konuşmak istiyor, bununla birlikte bunu nasıl yapacağına dair hissettiği gerginlikten dolayı, sürekli erteliyordu. Geri bildirim verecek olmanın neden kendisini endişelendirdiğini anlamaya çalışırken, böyle bir konuşma yapmak istemesindeki niyetini, ne`yin peşinde olduğunu sordum. Şaşkın bakışları ile, elbette ekip arkadaşının performansını tekrar yukarı çekmek olduğunu dile getirdi. Bunu tane tane, daha yüksek sesle, tekrar etmesini ve ardından ifade ettiği şeyin iyi/kötü nasıl bir niyet olduğunu değerlendirmesini istedim. Tam da bu noktada biraz durdu ve aslında çalışanına tüm iyi niyetiyle yardımcı olmak ve iş sonuçlarına da yansıyan onun bu durumunu düzeltmeye çalışmak istediğini vurguladı. Yani herkes için iyi bir şey yapacaktı. Şimdi artık nasıl kısmına odaklanabilirdi ve hızlıca sıralayıverdi yapabileceklerini; onu etkin bir şekilde dinleyecek, sorgulamak yerine anlamaya çalışacak, ona nasıl destek olabileceğini soracaktı… Tüm bunları açık ve net bir şekilde zihninde canlandırdıktan sonra, niyetine odaklanmanın işleri nasıl da kolaylaştırdığını farketti. Görüşmenin başında da niyetini tekrar kendisine hatırlatma kararı aldı. Artık şunu biliyordu; tutum ve davranışları niyetini takip ediyordu!…
Özetle, günlük hayatınızda hem kendinizle kurduğunuz içsel iletişiminizde hem de kişilerarası ilişkilerinizde niyetinize odaklanmanın, ne`yin peşinde olduğunuzu kendinize hatırlatmanın, yaşamınızda nasıl da fark yaratacağını, zorlandığınız ilişkilerde size nasıl da yardımcı olacağını deneyimlemeye var mısınız?