Kediyi aslan gibi büyük, güçlü ve aynı zamanda görkemli görmek!… Bu, günlük hayatımıza, karşımızdaki kişiyi, olduğu halinin, karakterinin, potansiyelinin çok ötesinde özelliklere `sahipmiş` gibi düşünme, hatta öyle davranma şeklinde yansıyabilir. `-miş` gibi varsayma, bizi, karşımızdaki kişinin, belki de karşılayabileceğinin ötesinde beklenti içine sokabilir. Sanırım bu tarz beklentiler içine girdiğimiz kişiler, çoğunlukla çocuklarımız, eşlerimiz, yönetici isek çalışanlarımız, belki yakın arkadaşlarımız oluyor. Bu yaklaşımın farklı sebepleri olabilir. Örneğin;
Bizim yaşayamadıklarımızı onların yaşayabilmesi için çok fazla çaba gösteriyor,
Mükemmeliyetçi yapımız ya da aşırı öz-güven hissi ile etrafımızdaki kişilerin de mükemmel olmasını bekliyor,
Hırslı kişiliğimizin esiri olarak, beklentilerimizi sürekli arttırıyor,
Her ne koşulda olursa olsun, onların, her şeyin en iyisini hakettiklerine inanıyor,
Bir konuda çok iyiler ise her konuda, her alanda iyi olmaları gerektiğini düşünüyor olabiliriz…
Bahsettiğim ya da benzer nedenlerle, bu kişilerin, hep daha fazlasını düşünmelerini, daha fazlasını yapmalarını, mümkünse `en güçlü, en başarılı, en iyi, en mükemmel` olmalarını istiyoruz. Bazen bu beklentilerimizi kendileri ile paylaşırken, bazen de sadece kendi zihnimizde yaşıyoruz. Bu beklentilerimiz karşılandığında mutlu olurken; karşılanmadığında, uğradığımız hayal kırıklığı ile kötü hissedebiliyoruz. Biz, kendi dünyamızda bunları yaşarken, acaba karşımızdaki kişi, bizim bu beklentilerimizden nasıl etkileniyor olabilir? Örneğin;
Nasıl bir yaşam sürdürmek istediğine dair kafası karışabilir mi?
Kendi istediği bir hayat değil de bizi memnun etme çabası altında eziliyor olabilir mi?
Kendisinin koşullu sevildiğini düşünebilir, ancak beklentileri karşılayabilirse kabul göreceğine dair bir inanç geliştirebilir mi?
Kendi güçlü yönlerini keşfetmekte zorlanabilir mi?
Kendine güveni azalabilir mi?
Her başarısızlığının nedenini dışarıda arayabilir mi?
Belki de kendisinden beklenilenlere çok fazla kendini kaptırıp, bu beklentileri karşılayamadığını gördüğü her seferinde adaletsiz bir dünya inancı oluşturabilir mi?
Belki de şimdiye kadar hiç düşünmedik!… Sevdiğimiz, değer verdiğimiz bir kimsenin, tüm iyi niyetimizle `onun daha iyi olması` için yarattığımız, büyüttüğümüz beklentilerimizden zarar görebileceğini, üzülebileceğini, hatta mutsuz bir yaşam sürdürebileceğini…
Şimdi bu farkındalık ile, yakınlarınızdan ne tür beklentiler içinde olduğunuzu ve bunun onlarda nasıl bir etki yarattığını gözden geçirmeye ne dersiniz?
İhtiyacınız olduğunu farkederseniz, aşağıda önerdiğim adımları atabilirsiniz:
onları oldukları gibi görebilmek,
oldukları halleri ile kabul edebilmek,
kendi potansiyellerini keşfetmelerine ortam sunmak,
belirleyecekleri hedeflere ulaşma yolculuklarında ihtiyaç duyduklarında destek için hazır bulunduğunuzu paylaşmak olabilir…